MetropolitMesaji
Pantikost Bayramı Vaazı 2016
PENTİKOST: olgunlaştırıcı Kutsal Ruhun inişi. Kutsal Ruh nedir, kimdir ve Tanrı üçlük birliğindeki yeri neresindedir? Öncelikle söyleyelim ki, var olan hiçbir şey Kutsal Ruhun etkileyici gücünün dışında olgunlaşmamıştır. Çünkü oluşum yaratıcılık neticesidir, yaratılmış olmak olgunluk demek değildir. Önce yaratılmak, ama yaratıldıktan sonra olgunlaşmak Kutsal Ruhun işleyişidir ve böylece Kutsal Ruh, var olan her şeyin mutlak olgunlaştırıcısı olma özelliğine sahiptir. Hatta İsa’nın vaftizi bile, Kutsal Ruhun üzerine bir güvercin gibi inişinden sonra olgunlaştığını görüyoruz! ‘İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı. O anda gökler açıldı ve İsa, Tanrı'nın Ruhunun güvercin gibi inip üzerine konduğunu gördü’ (Matta 3: 16). Hal böyle iken, Allah diye bildiğimiz ya da algıladığımız evrenin İmparatoruyla ilik bağımızın olabilmesi için; Kutsal Ruhla esinlenmemiz gerekecektir. Bundandır ki, Hıristiyanlık dininin de ilk çıkışı, gelişmesi ve yegâne Allah’ın tek dini olma imtiyazının patentini elinde taşıması gibi bir başlangıç, Kutsal Ruhla oldu. İsa, Allah'ın Kelamı olarak Hıristiyanlığı tesis ettikten sonra; Hıristiyanlık, olgunlaşsın ve gelişsin diye, Kutsal Ruhun onun yanında sonsuza dek kalışını, şu sözcüklerle ifade etti: ‘Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhunu verecek. Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır’ (Yuhanna 14:16).
Bilumum olarak, insan soyunun suretinde çizilen ruh, iki ölçülüdür: birinci ölçü, ilkellik sayılsa da, insanın Tanrı suretinde yaratılmış olması ve süfli işlerden uzak durması hususu, Allah’a tamamen ters düşmekten sakınmasıdır. İkinci ölçü, Onun işlerinde aktif olmak ve gün geçtikçe iradesini yerine getirerek Ona bürünmektir. İşte bugün kutlayacağımız Geleneksel Su Bayramı'nın fiziğimizde, başka bir değişle bedenlerimizde, her hücremizde hissettiğimiz ıslak su etkisinin hissi ne ise, Kutsal Ruhu bir esvap gibi nasıl kuşandığımızın kanıtı da ruhumuzda farkındalığı o/öyle olmalıdır.
Kutsal Ruh kimdir? Kutsal Ruh, Kutsal Üçlükte üçüncü kişidir yani üçüncü şahıstır. Baba değildir Oğul da değildir. O Babadan çıkar Oğuldan alır: ‘Baba'dan size göndereceğim Yardımcı, yani Baba'dan çıkan Gerçek Ruh’ (Yuhanna 15: 26). Aynı öz olması nedeniyle, Baba ve oğulla birlikte aynı anda tapınılır. Kutsal Ruhun Allah’la paylaştığı değerler nelerdir? 1. Onunla aynı doğadadır, 2. Birliği Onunla iç içedir, 3. Onunla başlangıçsızdır, 4. Tanrılıkta Onun mutlak ortağıdır, yani Baba Tanrı olduğu kadar Kutsal Ruh da o kadar Tanrı'dır, aynı şekilde Oğul ne kadar Tanrı ise Kutsal Ruh da o kadar Tanrı'dır. O, Tanrı'yla aynı iradeye sahiptir, görevi, dirlik ve tüm tabiatlara yaşamı vermektir. Kutsal Ruhun İncil’deki yerini ve önemini sezemeyenlerce, saptırıcı görüşleriyle önce hem Babadan hem de Oğuldan çıkıp geldiğini dolaysıyla Onun Baba ve Oğulla olan eşitsizliğini savundu. Bunların sapkın gayeleri deşifre edilip fesat görüşleri şükür ki işlerlikten kaldırıldı, ama Kilise doğru yoluna engel tanımadan devam etti. Kilisenin soyu için Eski Ahitteki esinlenim şöyledir: Kutsal Ruhun inişine Rabbin Günü deriz. ‘Ondan sonra bütün insanların üzerine Ruhumu dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Yaşlılarınız düşler, gençleriniz görümler görecek. O günler kadın, erkek kullarınızın üzerine de Ruhumu dökeceğim’ (Yoel 2: 28-32). Buradaki ‘bütün insanların’ ibaresiyle, aslında Peygamber Yoel, sadece İsa’ya iman edenleri, vurguyla doğru inananları kastediyor. Bunu şu sözüyle kanıtlıyor: ‘O zaman Rabbi adıyla çağıran herkes kurtulacak’ (Yoel 2:32). Bu betimleme, vaftizle alakalıdır.
Musa döneminde peygamberlik ruhunu giyenler oldu, Musa dışında böyle bir imtiyaz almak caiz midir diye düşünen Nün oğlu Yeşû, Tanrı'nın kıskanmadan herkesi kuşatan inayetini bol verebileceğini; dolaysıyla birilerine münhasır olmadığını bilmeden Musa’ya: 'Ey efendim Musa, onlara engel ol', dedi. Ama Musa Yeşû’a: 'Sen benim adıma mı kıskanıyorsun?' diye yanıtladı. ‘Keşke Rabbin bütün halkı peygamber olsa da Rab üzerlerine Ruhunu gönderse!’ (Çölde Sayım 11: 28-29). Musa alçakgönüllü biriydi, yardımcısı ve daha sonra halefi olan Yeşû, acaba Musa dışında başkalarının peygamberlik payesini hak eder mi açılımına karşı, Musa: keşke, ‘Rabbin bütün halkı peygamber olsa da Rab üzerlerine Ruhunu gönderse’ demesi, Musa’nın tüm Halk’a yönelik temennisi ve kutsanmayı herkese şamil olmasının dileğiydi. Uluslar, çorak toprak gibi İlahi lütfa gereksinim duyuyordu. Yalnızlaşmış insan kitleleri, çobansız dağılmış sürüye benziyordu. Asırlar önce esin şöyle haykırıyordu: ‘Susamış toprağı sulayacak, kurumuş toprakta dereler akıtacağım. Çocuklarının üzerine Ruhumu dökecek, soyunu kutsayacağım’ (Yeşaya 44: 1). Peygamberin ağzıyla diyordu Rab. Müjde ise şunu söylüyor: ‘Nitekim hepimiz O'nun doluluğundan lütuf üzerine lütuf aldık. Kutsal Yasa Musa aracılığıyla verildi, ama lütuf ve gerçek; Mesih İsa aracılığıyla geldi’ (Yuhanna 1:15-17). Kutsal Ruh, insanların melekesini geliştirir, utanç ve yüz kızartıcı eylemlerden sakındırır, seviyeli ahlakla vaat edilen lütfa yaraştırır. Alçakgönüllülüğü, itirafa meyli ve itaat etmeyi öğretir. Bunun Süryanicedeki karşılığı:
Kutsal Ruh şu şekildeki birini eğitemez: kişi kendi arzularını dikta ediyorsa, üstelik Allah’ın isteğini kendi isteğine göre şekillendiriyorsa. Böyle birinin tüm düşünceleri karanlıktır. Buradaki eğitici başka, uygulayıcı başka başkadır. Dünya ve dünya arzuları, egonun isteği, burada dışarı atılmalıdır ki kişide Kutsal Ruhun işleyişi devam etsin. İsa: 'Ben daha aranızdayken size bunları söyledim. Ama Baba'nın Benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak. Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size esenliği dünyanın verdiği gibi vermiyorum' (Yuhanna 14: 25-31). Kutsal Ruh bize neyi öğretecek? Egoizm mi? Yoksa kabalığı mı? Yahut söz dinlemez mühendisliği mi? Hayır, asla. Kibirliliğin, şiddetin ve kırıcılığın yerine; ‘Kalıcı olan üç şey vardır: İman, umut, sevgi. Bunların en üstünü de sevgidir’ (I. Korintoslular 13:13). Duygularımız Sevgiyi en üstün değer olarak görüyorsa, uygulamalı eylemimizden böylece haz alacağız. Elçi Pavlus diyor ki, ‘Çünkü Mesih İsa'ya iman ettiğinizi ve bütün kutsalları sevdiğinizi duyduk. İmanınız ve sevginiz göklerde sizin için saklı bulunan umuttan kaynaklanıyor. Bu umudun haberini gerçeğin bildirisinden, size daha önce ulaşan Müjde'den aldınız. Müjde, onu işittiğiniz ve Tanrı'nın lütfunu gerçekten anladığınız günden beri aranızda olduğu gibi, bütün dünyada da meyve vermekte ve yayılmaktadır’ (Koloseliler 1:4-6). Sahipleri olarak sizler, meyve ağaçlarınızın mevsiminde meyve vermemesine sevinebilir misiniz? Tanrı'nın ürünü olarak bizler de meyve vermek ve meyvemizin kalıcı olmasını Tanrı istemez mi?
Kutsal Ruhun inişi, 'Pentikost Günü geldiğinde bütün imanlılar bir arada bulunuyordu. Ansızın gökten, güçlü bir rüzgârın esintisini andıran bir ses geldi ve bulundukları evi tümüyle doldurdu. Ateşten dillere benzer bir şeylerin dağılıp her birinin üzerine indiğini gördüler. İmanlıların hepsi Kutsal Ruhla doldu’. Bu alıntıdaki Kutsal Ruhun inişi, Elçilere yetki, Müjdecilere müjde yetisi, İsa'ya imandan dolayı bağlı olanlara da Hıristiyanlığın iman gücünü vermiştir. Bir zamanlar korkak olan Petrus ve arkadaşları, İsa ile olmalarına rağmen tam güçlü bir imana sahip değillerdi. Her halükarda İsa'yı inkâr etmekte tereddüt etmezlerdi. Fakat Kutsal Ruhu giydikten sonra, artık korkuyu yenerek Rab İsa’yı ve Ona olan imanlarını alenen konuşur ve bildirir oldular. Petrus: ‘Böylelikle bütün İsrail halkı şunu kesinlikle bilsin: Tanrı, sizin çarmıha gerdiğiniz İsa'yı hem Rab hem Mesih yapmıştır. Bu sözleri duyanlar, yüreklerine hançer saplanmış gibi oldular. Petrus ve öbür elçilere; Kardeşler, ne yapmalıyız? diye sordular. Petrus onlara şu karşılığı verdi: Tövbe edin, her biriniz Mesih İsa’nın adıyla vaftiz olsun. Böylece günahlarınız bağışlanacak ve Kutsal Ruh armağanını alacaksınız. Bu vaat sizler, çocuklarınız, uzaktakilerin hepsi için, Tanrımız Rabbin çağıracağı herkes için geçerlidir. Petrus daha birçok sözlerle onları uyardı. Kendinizi bu sapık kuşaktan kurtarın! Diye onları uyardı. Onun sözünü benimseyenler vaftiz oldu. O gün yaklaşık üç bin kişi topluluğa katıldı’ (Elçileri İşleri 2:1-42).
Değerli kardeşlerim, bu miras bize ve bizden sonra da torunlarımıza kalacak. Atalarımız Havariler, dünyanın dört bir tarafında Kilise ve Hıristiyan birliğini kurdular. Bunu kurarken, sevgi ve saygı çerçevesinde birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaptılar. Bu ataların mirasçıları olarak izlerinde yürümek, birlik ve beraberlik ruhu için çaba göstermemiz lazım. Öylece, taslarla su serperek Kutsal Ruhu giymiş olanların ve Onun sözlerini duyup uygulayanların üzerine; Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adıyla inayet ve bereket insin. Âmin…
Ğriğoriyos Melki ÜREK
Metropolit
19.06.2016 Adıyaman